top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıpskyelizbayraktar

KALİTELİ ZAMAN


Kaliteli zaman, ebeveynin ruhen ve bedenen çocuğun yanında olması bunu ona hissettirmesi ve onunla vakit geçirmesidir, kimsenin bölmediği, her şeyin kenara bırakıldığı çocuğa ayrılmış özel zamanlardır. Çocukla geçirilen zamanın niceliği değil, niteliği, sürekliliği ve beraber olması önemlidir. Çocuk- anne- baba ilişkisinde zamanın paylaşım, etkileşim, karşılıklı duygu alışverişi şeklinde geçirilmelidir. Amaç çocuğu anlama, dikkatle dinleme, ihtiyaçlarını, sevinçlerini, mutluluklarını, kızgınlıklarını, üzüntülerini, kaygılarını anlamaya yönelik olmalıdır. Çocuklar kendi dünyalarını, duygularını anne babalarıyla paylaşmaya ihtiyaç duyarlar, onların da katılımını beklerler ve çocukla geçirilen zaman paylaşım içinde geçiriliyorsa işte o zaman kalitelidir.

Ebeveyn ile çocuk arasındaki iletişimin temelleri ailenin çocukla geçirdiği zamanlarda atılır. Birlikte zaman geçirmek önemlidir çünkü birlikte zaman geçirildikçe çocuk kendisini önemli hisseder ve sevildiğini düşünür. Çocuğun anne-babasını izleme ve anne-babasından gördüğü olumlu davranışları modelleyebilme fırsatı olur. Bununla birlikte ebeveyn de çocuğun karakterinin güçlü ve zayıf yönlerini daha iyi gözlemleyebilme ve çocuğuna daha iyi rehberlik edebilme şansı elde eder. Çocuk, teşvik edici bir ortamda düşüncelerini ve hislerini dile getirme fırsatı bulabilir. Kendine olan güveni gelişmekte ve bu sayede, ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişki güçlenir. Birlikte kaliteli zaman geçirmenin esas amacı; onu sevmek; anlamak ve onu mutlu, uyumlu ve topluma yararlı bir insan olarak yetiştirmek olmalıdır.

Ebeveynle çocuk arasındaki ilişki zayıf ve sağlıksız olursa;

•Sevilmediğini ve önemsenmediğini düşünmekte ve bunun sonucunda saldırgan ya da içine kapanma gibi davranışlar gösterebilir.

•Saldırganlığın yanında çocuğun aileyle kaliteli zaman geçirmemesinin sonucunda obezitede etkili olabilir.

•Çocuklar duygusal ve davranışsal bozukluklar geliştirmeye daha yatkın olabilirler.

0-2 YAŞ DÖNEMİ;

0-2 yaş çocukları, hayatın güven ve bağlanma dönemindedir. Bu süreç çocuğun aynı zamanda dünyayı tanıyacağı, sözel ve motor becerilerini geliştireceği yıllardır. Bu dönemde göz teması kurmak oldukça önemlidir. Çocukla birlikte onun dil gelişimini destekleyici şekilde oyunlar oynarken konuşmak gerekir. Oyun sırasında başka bir şeyle ilgilenmek, oyunu aniden kesip ortamdan uzaklaşmak, çocuğun güven duygusuna zarar verebilir. Anne-baba-çocuk ilişkisini ve çocuğun kendine olan güvenini arttırmak için, oyunlar ve birliktelikler süresince, ona başardıklarını fark ettirmek ve olumlu geri bildirimlerde bulunmak gerekir.

3 YAŞ DÖNEMİ;

3 yaş ve sonrası çocuklarda oyunlar belli limitlerle sınırlandırılabilir. Bu sınırlar çocuğun yaşına uygun şekilde anlaşılır olarak belirlenir. Örneğin; çocuk bir oyunla sınırlandırılabilir. Oyunlar ise çocuğun zihinsel gelişimini destekleyici “hayali oyunlar” şeklinde olabilir. Hamurla, kumla, legolarla oynamak ve boyalarla resim yapmak çocuğun hayal gücünü geliştirir.

4-5 YAŞ DÖNEMİ; 4-5 yaş itibariyle çocuğun özdeşim figürü olan hemcinsi ebeveyniyle İlişkisi ve paylaşımları oldukça önem kazanır. Kız çocuğu anneyle mutfakta yemek yapmaktan, erkek çocuğu ise babasıyla eşya tamir etmekten vs. oldukça keyif alır. Yine bu dönemde çocukların kas becerilerinin ve hayal dünyalarının gelişimiyle sanatsal faaliyetler; resim yapma, kesme-yapıştırma, birlikte boyama yapma, resimli hikâyeleri birlikte yorumlama gibi oyunlar oynanabilir. Ayrıca çocukta anne-baba gibi davranma eğilimi bu dönemde artış gösterir.

İLKOKUL ÇAĞI

Okul çocuğu artık kendinin ve isteklerinin farkındadır. Bu dönemde onunla aktivite planını paylaşmak, ondan beklentilerini almak ve hatta uygun zaman ve aktiviteleri planlaması yönünde onu teşvik ederek sorumluluk vermek doğrudur. Bu yaş çocuklara aktivite önerisi sorulduğunda seçenekler; televizyon seyretmek, bilgisayar oynamak, alışveriş yapmak ve sinemaya gitmek olabilir. Bazen bu talepler, aileleri çıkmazda bırakabilir. Çünkü çocukları mümkün olduğunca farklı aktivitelere teşvik etmek gerekir. Televizyon izlerken veya bilgisayar oynarken önemli olan, bu süreci herkesin ekrana baktığı, sessiz geçirilen bir süre olmaktan kurtarmaktır. Bu zamanlarda onunla fikir alışverişinde bulunmayı, yani birlikte iletişim içinde olmayı ve mümkün olduğunca çok fazla göz teması kurmayı unutmamalısınız. Bu yaş grubunda alternatifler aileler tarafından kutu oyunları olarak tercih edilmelidir.

Bunların dışında çocukla yapılacak diğer etkinlikler: evcilik veya oyuncaklarla oynanabilir. Bahçe oyunları ya da top veya balonla oyunlar oynanabilir. Kukla ve dramatizasyon oyunları çocukların iç dünyalarını yansıtabilir bu nedenle mutlaka oynanmalıdır. Resim yapmak ve kullanılan renkler de ifade aracıdır. Çocukla ilgili bilgi almak ve gözlenmemek için iyi bir fırsat olabilir. Müzik dinlemek, şarkı söylemek veya evdeki eşyaları kullanarak müzik sesleri çıkarmak çok eğlenceli olabilir.

Birlikte kitap ve dergi okumak, yap- bozlar yapmak, yemek veya tatlı yapmak, masayı hazırlamak ve toplamak, birlikte renklerine ve cinslerine göre veya sayarak oyuncakları toplamak, sohbet edip duygu ve düşünceleri, yaşantıları paylaşmak, birlikte yürüyüş veya spor yapmak gibi etkinliklerde bulunulabilir. Ayrıca birlikte çizgi film izleme ve yorumlama, hayvanat bahçesini gezme, beraber sinema, tiyatro ve gösterilere izleme, müze ve tarihi ve turistik yerleri gezme şeklinde farklı etkinliklerle sosyal anlamda gelişimlerine katkı sağlanabilir.

Ailece geçirilen zamanda ne yapılıyor olursa olsun eğlenceli, rahatlatıcı ve neşelendirici olmalıdır. Ailece geçirilen kaliteli zamanlar arttıkça çocuk, seven ve sevildiğini hisseden bir birey olur. Kendisini önemli hisseder ve küçük yaşlarda gelişen bu hissiyat, çocuğun ileriki hayatında yaptığı seçimlerde ve olaylara yaklaşımında kendini gösterir.

Anne- baba çocuğun hayatındaki ilk ve en önemli eğitmendir. Bu yüzden aile katılımı; çocukların gelişimi, öğrenimi ve okul öncesi eğitimin kalitesi açısından büyük önem taşır. Aile katılımı; anne-babaların eğitim kurumuna devam eden çocuklarının gelişimlerine ve eğitimlerine katkıda bulundukları etkinliklerin bütünüdür. Bu etkinliklerin tümü, velinin çocuğunun eğitimi ve gelişimindeki rolüne destek olmayı amaçlar. Çocuk için gerekli olan en etkin eğitim anne, baba ve öğretmenin birlikte çalışmalarıyla gerçekleşir.

Birçok araştırma aile katılımlı etkinliklerin çocuklar üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermiştir. Bu etkilerin arasında; daha yüksek kendine güven, daha yüksek akademik başarı, rahatlıkla arkadaşlık ilişkileri başlatma ve sürdürme, yüksek motivasyon, olumsuz davranışlarda azalma gibi özellikler vardır. Doğru yönlendirme, destek ve uygun etkinlikler ile çocuğuna birçok bilgi ve beceri kazandırabilir, var olan becerilerini ve ilişkinizi pekiştirebilir ve çocuğunuzun psikolojik doyumu sağlanabilir. “Çocuğunuzun eğitimine katılımınız ne kadar erken yaşta başlarsa o kadar daha etkili ve kalıcı olur. En etkili sonuçlar ebeveynin evde doğrudan olarak çocuğu ile kaliteli zaman geçirmesi ve eğitici etkinliklerin yapması ile olur “( Cotton, K. Wikelund, K.).

Çocuğun sosyal becerilerini desteklerken aynı zamanda zihinsel kapasitesini, el kaslarını, problem çözme becerilerini, dil gelişimini ve ebeveyn ile olan ilişkisinin sistemli, kalıcı ve etkin bir şekilde gelişmesi için bire bir eğitici etkinlikler yapılmalıdır. Aile katılımlı etkinliklerin belli bir düzen ve süreklilik halinde yapılması etkisini artıracaktır. Bu etkinlikler sırasında çocuğunuz ile birebir vakit geçirerek tüm ilginizi ona verdiğinizde, ilişkinizin sağlamlaşması ve sağlıklı iletişim kurmanız için katkıda da bulunacaktır. Bunun yanı sıra, deneyerek öğrenebileceği aile katılımlı etkinlikler ile ona birçok yeni bilgi kazandırabilir, kendisini tanıması(becerilerini, özelliklerini vb.) için fırsat vermiş olacaksanız.

0-6 yaş arası beyin ve sinir sisteminin hızlı gelişmesine paralel olarak çocuğun öğrenme kapasitesi hızla artmakta ve yeterli zihinsel gelişme için çevreden gelen uyaranlar önem kazanmaktadır. Özellikle aile, çocuğa yönelik bilinçli uygulamaları istenilen amaçlara ulaşmada önemlidir. Çocuğun okul öncesi eğitim programındaki eğitimiyle bir arada uygulandığında söz konusu kapsamlı eğitimin daha kalıcı etkileri olduğu görülebilir. Aile katılımının etkilerinden bir kaçı da çocuğa okula karşı daha olumlu tutumlar sergiledikleri, okulda daha başarılı oldukları, daha iyi kalitede ödev hazırladıkları görülmüştür.

Klinik Psikolog Yeliz Bayraktar Aymete

4 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2_Post
bottom of page